Fransızca içindeki mélange ne anlama geliyor?
Fransızca'deki mélange kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte mélange'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki mélange kelimesi karışım, bileşim, karışım, harman, birbirine uydurma, karışım, terkip, tertip, karışım, birleştirme, çok karışık/karmakarışık şey, çeşitli şeyler, karışım, karıştırma, karışım, bileşim, terkip, karışım, karışım, karışım, karışma, karıştırma, karıştırılmış, karıştırma, karıştırma, harmanlama, karışım, iki sözcüğün karışımından türetilen sözcük, karıştırma, karıştırma, baharatlı karışım, karışık, düzensiz, birleşim, karışım, karışım, karışım, karıştırmak, karıştırmak, birbirine karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, harmanlamak, karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, biririne karıştırmak, karmakarışık etmek, karman çorman etmek, harmanlamak, karıştırma, , karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, karıştırmak, birbirine karıştırmak, karıştırmak, (iskambil kâğıtlarını) karıştırmak, karmak, değişik stillerin karışımı olan, değişik stilleri karıştırma, karışık şey, kanatlı karıştırıcı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
mélange kelimesinin anlamı
karışımnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le mélange des ingrédients les fera se liquéfier. |
bileşim
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai fait ce dessert en utilisant un mélange de deux de mes recettes de brownie préférées. |
karışım, harman
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le mélange de fruits et de légumes dans ce smoothie en fait une boisson très saine. |
birbirine uydurmanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le mélange de différents arômes de thé est l'un des talents de Judith. |
karışım, terkip, tertipnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'enseignant a obtenu un mélange d'évaluations différentes. |
karışımnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
birleştirme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çok karışık/karmakarışık şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
çeşitli şeylernom masculin (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) |
karışım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le smoothie contenait un mélange de fruits et de légumes. |
karıştırmanom masculin (de peinture) (boya) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un solvant comme la térébenthine facilite le mélange de couleurs. |
karışım, bileşim, terkipnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La musique du groupe était un mélange de plusieurs styles différents. |
karışımnom masculin (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
karışım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La couleur orange est un mélange de rouge et de jaune. Turuncu boya, kırmızı ve sarı boyaların bir karışımıdır. |
karışımnom masculin (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
karışma, karıştırma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
karıştırılmışadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
karıştırmanom masculin (action) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le mélange des ingrédients a pris 10 minutes de préparation. |
karıştırma, harmanlamanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le mélange est un bon moyen d'inclure des fruits et des légumes dans votre alimentation. |
karışım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le récit était un mélange de réalité et de fiction. |
iki sözcüğün karışımından türetilen sözcüknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En anglais, le mot "cronut" est le mélange de "croissant" et de "donut". |
karıştırma(action) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le mélange prend plus de temps qu'on le pense ; il faut lui donner le temps de se distribuer également. |
karıştırmanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le mélange subtil des couleurs donne à cette peinture un effet de volutes. |
baharatlı karışımnom masculin (d'épices) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le paprika et le piment de Cayenne mélangés ensemble font un goûteux mélange pour le poulet. |
karışık
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Rachel a acheté un paquet de noix mélangés pour la fête. |
düzensiz(Impression : couleurs) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
birleşim(résultat) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
karışım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
karışım
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
karışımnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Londres est un mélange de cultures et de nationalités. |
karıştırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mélange tous les ingrédients avec une cuillère. Kaşıkla bütün malzemeleri karıştırın. |
karıştırmak, birbirine karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tout d'abord, mélange les ingrédients à l'aide d'un fouet. |
karıştırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nous avons mélangé les peintures rouge et jaune pour créer la couleur orange. Turuncu boya elde etmek için kırmızı ve sarı boyaları karıştırdık. |
karıştırmak, harmanlamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mélangez les ingrédients jusqu'à obtenir une pâte onctueuse. |
karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
karıştırmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) On avait prévu de se voir mais il a mélangé les dates et il est venu un jour trop tôt. |
karıştırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mélangez le beurre et le sucre, puis ajoutez les œufs. Yağı şekerle karıştırıp, yumurtayı ekleyin. |
karıştırmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le récit du témoin mélangeait vérité et mensonge, à tel point qu'on ne pouvait distinguer le vrai du faux. |
karıştırmak, biririne karıştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
karmakarışık etmek, karman çorman etmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je t'en prie, ne mélange pas mes pièces d'échecs |
harmanlamakverbe transitif (des saveurs) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La boutique de thé en ville mélange du thé vert à de la tisane et en font leur mélange attitré. |
karıştırma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mélanger le sucre l'aida à se dissoudre dans le café. |
verbe transitif (Imprimerie) |
karıştırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
karıştırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
karıştırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La recette indique qu'il faut mélanger les ingrédients jusqu'à absorption du beurre. |
karıştırmakverbe intransitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La recette indique de mélanger (or: remuer) pendant deux minutes. |
karıştırmak, birbirine karıştırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les vignerons ont fusionné merlot et cabernet sauvignon dans leur nouveau mélange. |
karıştırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Émilie a confondu les mots "périphérique" et "téléphérique". |
(iskambil kâğıtlarını) karıştırmak, karmakverbe transitif (les cartes) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le donneur a battu (or: mélangé) les cartes. |
değişik stillerin karışımı olan(müzik) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Son hit métissé de 2003 a initié une nouvelle carrière dans la musique country. |
değişik stilleri karıştırmanom masculin (müzik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les critiques sont partagés quant au succès de ce mélange de différents styles. |
karışık şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
kanatlı karıştırıcınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Vous pouvez faire la pâte dans un robot culinaire s'il est équipé d'une lame de mélange. |
Fransızca öğrenelim
Artık mélange'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
mélange ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.