Fransızca içindeki meilleur ne anlama geliyor?
Fransızca'deki meilleur kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte meilleur'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki meilleur kelimesi daha üstün, daha iyi, daha iyi, daha güzel, daha üstün, daha iyi, daha uygun, baş, en iyi/üstün, en iyi, en güzel, en iyi, en güzel, tartışılmaz lider/yönetici, en uygun, en iyi, daha iyi, daha güzel, daha üstün, -den daha iyi olmak, yenmek, en iyi, çok daha iyi, daha bile iyi, hastalıkta ve sağlıkta, iyisiyle kötüsüyle, en iyi ihtimalle, en iyi şey, en iyi arkadaş, en iyi dost, sonuna kadar kullanmak/değerlendirmek, çok daha iyi, daha iyi, en iyi zaman, sağlık açısından daha iyi, daha sağlıklı, birincisi olmak, daha iyi olmak, daha üstün olmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
meilleur kelimesinin anlamı
daha üstün, daha iyiadjectif (comparatif : niveau) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il est meilleur que moi au tennis. Teniste benden daha iyi bir oyuncudur. |
daha iyi, daha güzeladjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ce travail est meilleur que le dernier que tu as écrit. |
daha üstün, daha iyiadjectif (plus vertueux) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Elle est meilleure qu'eux tous. |
daha uygunadjectif (préférable, mieux adapté) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le candidat C est meilleur que la candidate F pour ce poste. |
baş, en iyi/üstün
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est notre meilleur modèle, pour les clients les plus exigeants. |
en iyiadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Paul Robeson était la meilleure basse de son siècle. |
en güzel, en iyiadjectif (goût) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le meilleur gâteau est celui avec une cerise sur le dessus. |
en güzeladjectif (superlatif) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est le meilleur film que j'aie jamais vu. Bu, hayatımda gördüğüm en güzel film. |
tartışılmaz lider/yönetici(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Steve a travaillé dur et longtemps pour être le meilleur. |
en uygunadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est le meilleur candidat pour ce poste. Hasan, bu iş için en uygun adaydır. |
en iyiadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Quelle est la meilleure chose à faire maintenant ? Şu anda yapabileceğimiz en iyi şey nedir? |
daha iyi, daha güzel, daha üstün
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
-den daha iyi olmak(personne, nourriture,...) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yenmek(birisini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Après s'être entraîné tous les jours, Marc a battu sa sœur au tennis. |
en iyiadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Qui est le meilleur chanteur d'opéra de tous les temps ? |
çok daha iyi
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
daha bile iyiadjectif (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ton gâteau est encore meilleur que celui que fait ma grand-mère. |
hastalıkta ve sağlıkta
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Tony a toujours pris au sérieux son vœu d'aimer sa femme dans la maladie et la bonne santé. |
iyisiyle kötüsüyle
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ils ont décidé de se marier pour le meilleur et pour le pire. |
en iyi ihtimalle
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Cela ne sera pas prêt avant demain au mieux. |
en iyi şeynom masculin (bir şeyin yerine geçen) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
en iyi arkadaş, en iyi dost
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mon chien est mon meilleur ami. |
sonuna kadar kullanmak/değerlendirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
çok daha iyi
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Vos chances de décrocher un emploi seront bien meilleures si vous avez des compétences en informatique. |
daha iyi(başka bir şeye nazaran) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Cette voiture est supérieure à celle-ci parce qu'elle est plus aérodynamique et économe. |
en iyi zamannom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Début octobre est le meilleur moment pour observer la couleur des feuilles automnales dans le Wisconsin. |
sağlık açısından daha iyi, daha sağlıklı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La natation est-elle meilleure pour la santé que le cyclisme ? |
birincisi olmaklocution verbale (sınıfın, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'élève a été le meilleur de sa classe. |
daha iyi olmak, daha üstün olmak(bir şeyden) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
Fransızca öğrenelim
Artık meilleur'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
meilleur ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.