İspanyolca içindeki días ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki días kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte días'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki días kelimesi gün, gündüz, gün, gün, gündüz, gündüz vakti, günübirlik gezi, gündüz vakti yapılan/olan, gün ışığı, gün içinde, piknik, güncelleştirme, ekleme/düzeltme yapma, yarın, ertesi gün, vaziyeti kurtarmak, yenilemek, yenileştirmek, bugün, bu aralar, bu sıralar, izinli olmak, izin almak, gün ışığı, güneş günü, gün doğmak, gün ağarmak, tüm gün, gelecekte, ileride, bir gün, her an, günden güne, gece gündüz, güpegündüz, gece gündüz, sürekli, durmadan, geçen gün, geçenlerde, aralıksız, günden güne, bir gün, şimdiye kadar, şimdi bile, bütün gün, tüm gün, bütün gün, tüm gün, günlük olarak, günlük, şimdi bile, gün aşırı, ertesi gün, o gün, ertesi gün, gün içerisinde, bir gün, ileride, günün sonuna doğru, bu zamanda, günün sonunda, günaydın, iyi sabahlar, iyi günler, iyi günler, Hz. İsa'nın göğe yükselişinin kutlandığı gün, hafta içi, hafta arası, Cadılar Bayramı, kıyamet günü, sevgililer günü kartı, maaş günü, kavurucu yaz günü, hesap günü, tatil günü, çalışılmayan gün, izin günü, seçim günü, iyi bir gün, güzel bir gün, 1 Mayıs, üyelik aidatlarını ödeyen üye, anma günü, yağmurlu gün, (işten) izin, izin zamanı, bağımsızlık günü, Azizler Yortusu, Noel'in ertesi günü, yarı zamanlı iş, Gazileri Anma Günü, iş günü, iş günü, Noel Günü, tembel kimse, Ölüler Günü, günübirlik gezi, işçi bayramı, resmi tatil, anma günü, Sevgililer Günü, seher, seher vakti, bir önceki gün, spor günü, sürekli, devamlı, geçmişte bir gün, o gün, önceki gün anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
días kelimesinin anlamı
günnombre masculino (24 saat) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La carta tardó tres días en llegar. Mektubun buraya ulaşması üç gün aldı. |
gündüz, günnombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Pasaron todo el día pintando la casa. Bütün günü evi boyamakla geçirdiler. |
günnombre masculino (haftanın) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) ¿Qué día fui al banco? ¿El martes? Bankaya hangi gün gitmiştim? Salı mı? |
gündüz, gündüz vakti
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Muy rara vez vemos la televisión en horas de luz. |
günübirlik gezinombre masculino (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Pasamos un hermoso día en la costa. |
gündüz vakti yapılan/olan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La televisión diurna es uniformemente atroz. |
gün ışığı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Abre las cortinas para que entre la luz del día. |
gün içinde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Trabajo durante el día, pero podríamos encontrarnos en la tarde. |
piknik(voz inglesa) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hace un precioso día soleado, así que vamos a ir de picnic. |
güncelleştirme, ekleme/düzeltme yapma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Se publica una actualización de los horarios cada 12 horas. |
yarın, ertesi gün(edebi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
vaziyeti kurtarmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Hiciste todo el trabajo por mí? ¡Me salvaste! |
yenilemek, yenileştirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La empresa modernizó sus oficinas para darles un aspecto más moderno. |
bugün
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hoy es un hermoso día. Bugün, güzel bir gün. |
bu aralar, bu sıralar
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ahora, a diferencia del pasado, los niños no obedecen a sus padres. |
izinli olmak, izin almak(işten) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Puedo tener un día libre mañana, por favor? |
gün ışığı(del día) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mejor que vayas a la tienda mientras todavía haya luz. |
güneş günü(Mars) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
gün doğmak, gün ağarmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Está a punto de amanecer. |
tüm günlocución adjetiva (coloquial) (bütün gün süren) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Salieron muy temprano, porque era un casamiento de todo el día. |
gelecekte, ileride, bir günlocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Algún día quizás la gente pueda vivir en planetas lejanos. |
her an
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Lo pedí hace semanas, así que debe estar llegando cualquier día de estos. |
günden güneexpresión (fam) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Me pone enferma tener que hacer lo mismo un día sí y otro también. |
gece gündüzlocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Edgar ha estado trabajando día y noche para dejar lista la casa. |
güpegündüz
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Estaban vendiendo drogas a plena luz del día. |
gece gündüz, sürekli, durmadan
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Trabajamos noche y día (or: día y noche) para cumplir con la fecha de entrega. |
geçen gün, geçenlerdelocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Aún somos buenos amigos. Justo el otro día nos juntamos a tomar un café. |
aralıksızlocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Los ingenieros trabajan las 24 horas del día para poder terminar el proyecto a tiempo. |
günden günelocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Su dolor disminuía día tras día a medida que sanaban sus heridas. |
bir günlocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Algún día pienso viajar a Sudamérica. Me gustaría tener hijos algún día. |
şimdiye kadar
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Hasta la fecha no he escuchado nada nuevo sobre el asunto. |
şimdi bilelocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Hasta el día de hoy no sabemos lo que pasó. |
bütün gün, tüm günlocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ella ha estado practicando durante todo el día. |
bütün gün, tüm günlocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Podría pasarme todo el día regando las plantas. |
günlük olarak, günlüklocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Mi mamá me repetía día tras día que mirara a ambos lados de la calle antes de cruzar. |
şimdi bilelocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Hasta el día de hoy hay gente que cree que el aterrizaje en la luna fue un fraude. |
gün aşırı
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) La medicación debe tomarse cada dos días. |
ertesi günlocución adverbial (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Al otro día apareció en mi puerta con un gran ramo de rosas. |
o günlocución adverbial (geçmişte belirli bir gün) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Aquel día me enamoré. |
ertesi gün
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Me gustó tanto la película que fui al cine al día siguiente y la vi otra vez. |
gün içerisindelocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Los animales nocturnos, como los búhos, duermen durante el día y cazan durante la noche. |
bir günlocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Algún día te vas a arrepentir de esta insensata decisión que has tomado hoy. |
ileridelocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Algún día seré rico. |
günün sonuna doğru
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Llegamos por la tarde, pero el personal del hotel fue muy amable. |
bu zamanda
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Nadie escribe cartas a mano hoy en día. Cuesta creer que la esclavitud todavía se tolera hoy en día. |
günün sonunda
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Al terminar el día volvió a casa. |
günaydın, iyi sabahlar
(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) ¡Buenos días! ¡Hoy te has levantado muy temprano! |
iyi günler(tú) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Adiós, Ana. Que tengas un buen día. |
iyi günler(formal) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Gracias por su compra, ¡que tenga un buen día! |
Hz. İsa'nın göğe yükselişinin kutlandığı günnombre propio masculino (religión) (Hıristiyanlıkta) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Habrá un servicio vespertino especial el día de la Ascensión. |
hafta içi, hafta arası
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Siempre estoy en casa por la mañana los días de semana. |
Cadılar Bayramı(MX) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mucha gente en mi vecindario decora su casa para la Víspera del Día de Todos los Santos. |
kıyamet günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Algunos grupos religiosos creen que el Día del Juicio llegará pronto. |
sevgililer günü kartı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
maaş günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nick va al casino todos los días de pago. |
kavurucu yaz günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Este va a ser otro día abrasador, así que bebe mucha agua. |
hesap günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El día del Juicio Final, Jesús juzgará todo lo que hemos hecho. |
tatil günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El día de descanso para los judíos es el sabbat. |
çalışılmayan gün, izin günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He decidido tomarme el día libre para ir a visitar a mis abuelos. |
seçim günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En el día de las elecciones, los comicios están abiertos de 7 de la mañana a 10 de la noche. |
iyi bir gün, güzel bir günlocución nominal masculina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) William tuvo un buen día en las carreras y ganó una cantidad importante de dinero. |
1 Mayıs(festival de primavera) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los niños celebran la Festividad de los Mayos en el colegio. |
üyelik aidatlarını ödeyen üye
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cualquier socio con la cuota al día puede nominar a un candidato o votar en las elecciones. |
anma günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mucha gente visita los cementerios y monumentos en el Día de los Caídos. |
yağmurlu gün
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Siempre salgo con paraguas en un día lluvioso. |
(işten) izin, izin zamanı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Me tomaré unos días libres en abril para ir a Australia. |
bağımsızlık gününombre masculino (ABD: 4 Temmuz) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En los Estados Unidos se celebra el Día de la Independencia, y en España la Guerra de la Independencia (es que, por una vez, ganamos). |
Azizler Yortusu(1 Kasım) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El primero de noviembre corresponde a la Fiesta de Todos los Santos en el santoral católico. |
Noel'in ertesi günü(26 Aralık) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Boxing Day es un feriado bancario en Gran Bretaña que se realiza el día siguiente a la Navidad. |
yarı zamanlı iş(AR) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cuando era estudiante tenía un trabajo de medio día trabajando en un bar. |
Gazileri Anma Günülocución nominal masculina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El Día de los Veteranos de Guerra honra a todos los veteranos de los EE.UU. |
iş günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La jornada laboral diaria media es de 8 horas. |
iş günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le devolveremos la llamada dentro de un día laborable. |
Noel Günü(25 Aralık) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Los niños no pueden esperar a levantarse el día de Navidad. |
tembel kimseexpresión (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Desde que está todo el día tirado mirando televisión, aumentó 10 kilos. |
Ölüler Günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
günübirlik gezi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Si vives en Nueva Jersey, es fácil hacerse un viaje de un día a Nueva York. |
işçi bayramı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El Día del Trabajo se celebra en Estados Unidos el primer lunes de septiembre. |
resmi tatil
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) El Día de Navidad es fiesta nacional en muchos países. |
anma günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En el día del Veterano de Guerra se rinde homenaje a todos los caídos en combate. |
Sevgililer Günülocución nominal masculina (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) ¿Que hicisteis tú y tu pareja el día de San Valentín? |
seher, seher vakti
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Las primeras horas del día es el mejor momento para observar a los pájaros porque acaban de llegar después de haber migrado toda la noche. |
bir önceki gün
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
spor günü(açık havada) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sürekli, devamlı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El periodista tuvo que trabajar día y noche para cumplir con su asignación. |
geçmişte bir günlocución adverbial (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Hubo un día el año pasado en el que nevó copiosamente. |
o günlocución adverbial (gelecekte belirli bir gün) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ese día será el día más feliz de mi vida. |
önceki gün
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Recordámelo el día antes, si no, seguro que me olvido. |
İspanyolca öğrenelim
Artık días'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
días ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.