İngilizce içindeki de ne anlama geliyor?
İngilizce'deki de kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte de'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki de kelimesi , dışı, -den ayrılma, DE, parfüm, son darbe, ölümcül darbe, çıkmaz yol, çıkmaz sokak, fiili, aslen, elektriği kesmek, lüks, çok rahat/konforlu, lüks bir şekilde, askerden arındırılmış bölge, askersiz bölge, sütlü karamel sos, zor durum, güç durum, en can alıcı kısım, en önemli unsur anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
de kelimesinin anlamı
prefix (removal) For example: detach, deforestation |
dışıprefix (reversal) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) For example: deactivate Örn: Etkisiz hale getirmek |
-den ayrılmaprefix (move away) For example: decamp |
DEnoun (written, abbreviation (US state: Delaware) (Delaware eyaleti, kıs.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) My parents live in Newark, DE. |
parfümnoun (French (perfume) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The heady scent of cologne made me feel dizzy. |
son darbenoun (figurative, Gallicism (decisive or finishing stroke) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ölümcül darbenoun (Gallicism (mercy killing) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The count delivered the coup de grâce to his wife's lover. |
çıkmaz yolnoun (French (street: no exit) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The neighborhood children could play safely in the cul-de-sac as it was free of traffic. |
çıkmaz sokaknoun (French, UK (residential road: no exit) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I live in a cul-de-sac called Byron Close. |
fiiliadjective (actual, real) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Although not officially in charge, he is the de facto decision maker. |
aslenadverb (actually, in reality) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) The military has been ruling the country de facto. |
elektriği kesmektransitive verb (electricity: disconnect) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
lüks, çok rahat/konforluadjective (luxurious) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) We stayed in a deluxe resort for our honeymoon. |
lüks bir şekildeadverb (in luxury) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) The upscale condominium allows residents to live deluxe. |
askerden arındırılmış bölge, askersiz bölgenoun (area where military operations are prohibited) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The demilitarized zone between North and South Korea is the world's most heavily armed border. |
sütlü karamel sosnoun (milk-based caramel sauce or candy) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) For dessert, we had flan with a dulce de leche sauce. |
zor durum, güç durumnoun (informal, dated (difficult situation) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Well that was certainly a fine how-do-you-do wasn't it? |
en can alıcı kısımnoun (meal: highlight or finest part) (yemek) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The main course was delicious but the piece de resistance was the dessert. |
en önemli unsurnoun (figurative (most important element) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
İngilizce öğrenelim
Artık de'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
de ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.