Fransızca içindeki de la ne anlama geliyor?
Fransızca'deki de la kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte de la'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki de la kelimesi oradan, biraz, kilise cemaatine ait, deniz kuvvetlerine ait, donanmaya ait, bahriyeye ait, postayla ilgili/postaya ait, posta, aya ait/ay ile ilgili, ay (taşı, tutulması, vb.), ağır işiten, güç işiten, işitme güçlüğü çeken, aynı şekilde, akşam karanlığı, gün batımı, yürüyüş, yürüme, dağda, vb. yürüyüş, hiking, çok kalabalık yer/alan, kapı, giriş, (baharat) yenibahar, BSE, deli dana hastalığı, müzisyenlik, masa üstü, ciddileşme, etkileyici şey, onur listesi, Merkez Bankası, güreşmek, güreş yapmak, güreş tutmak, halka tanıtmak, tanıtımını yapmak, ışık vermek, deneyimli, tecrübeli, görmüş geçirmiş, uyuşturucu madde etkisi altındaki, uyuşturucuyla kafayı bulmuş, tanıtımı yapılmış, reklamı yapılmış, boğazsıl, eski Roma, y kuşağı, y jenerasyonu, üzülmek, oksijen tüpüyle (skuba) suya dalmak, dalış yapmak, püskürmek, fışkırmak, nüfus sayımı yapmak, akraba, reverans, (futbolda) kafa vuruşu, posta, çeşni katmak, çeşnilendirmek, ilaç katmak, polis, hasat mevsimi, resim yapmak, halı döşemek, halı ile kaplamak, şanslı, talihli, kibar, nazik, adli, hukuksal, puslu, sisli, minnettar, müteşekkir, ömür boyu süren, hayat boyu devam eden, ateşi çıkmış, ateşli, ateşlenmiş, maddi, dünyevi, cismani anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
de la kelimesinin anlamı
oradanlocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Les paysans décidèrent de se soulever. De de là, cela devint une rébellion puis finalement une révolution. |
biraz(singulier) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Avez-vous du pain ? Biraz ekmeğiniz var mı? |
kilise cemaatine ait
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Père Edouard a passé une partie de chacune de ses journées sur les affaires paroissiales. |
deniz kuvvetlerine ait, donanmaya ait, bahriyeye ait
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
postayla ilgili/postaya ait, posta
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
aya ait/ay ile ilgili, ay (taşı, tutulması, vb.)
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
ağır işiten, güç işiten, işitme güçlüğü çeken
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
aynı şekilde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Tout le monde devrait être traité équitablement. |
akşam karanlığı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le crépuscule est le moment de la journée que je préfère. |
gün batımı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La mère de Ned lui a demandé d'être de retour à la maison avant le crépuscule. |
yürüyüş, yürüme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Marcher fait économiser de l'argent sur le prix du bus ou sur l'essence et c'est aussi un bon exercice. |
dağda, vb. yürüyüş, hiking
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il aime la nature, la randonnée et le camping. |
çok kalabalık yer/alan(familier) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La nouvelle route est censée réduire les bouchons sur Springer Street. |
kapı, giriş
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
(baharat) yenibahar
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il faut du quatre-épices pour cette recette de vin chaud. |
BSE, deli dana hastalığı(encéphalopathie bovine spongiforme) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
müzisyenlik
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
masa üstü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ciddileşme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
etkileyici şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cette nouvelle tablette est géniale ! |
onur listesi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Seuls les meilleurs athlètes parviennent au panthéon de leur sport. |
Merkez Bankası(États-Unis, anglicisme) (ABD) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
güreşmek, güreş yapmak, güreş tutmak(sport) (spor) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
halka tanıtmak, tanıtımını yapmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Pour promouvoir cet évènement, nous utilisons des publicités imprimées et sur Internet. |
ışık vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Une lampe de bureau éclairait la surface du secrétaire. |
deneyimli, tecrübeli, görmüş geçirmiş(personne) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
uyuşturucu madde etkisi altındaki, uyuşturucuyla kafayı bulmuş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
tanıtımı yapılmış, reklamı yapılmış
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
boğazsıl(dilbilimi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
eski Roma(de la Rome antique) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il y a beaucoup d'arches et de dômes dans l'architecture romaine. |
y kuşağı, y jenerasyonu(anglicisme) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
üzülmek(birisi için) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je plains les gens qui ont fait tant d'efforts, mais n'ont pas gagné. |
oksijen tüpüyle (skuba) suya dalmak, dalış yapmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Dave a eu l'opportunité de plonger durant son dernier séjour. |
püskürmek, fışkırmak(lav) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Parfois, de la lave jaillit du volcan. |
nüfus sayımı yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le gouvernement recensera la population générale l'année prochaine. |
akraba
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je ne savais pas avant de faire des recherches dans mon arbre généalogique que toi et moi étions parents (or: de la même famille). |
reverans(haut du corps ou jambes) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les révérences des courtisans montraient leur déférence au roi. |
(futbolda) kafa vuruşu(Football) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le footballeur a marqué un but de la tête. |
posta
|
çeşni katmak, çeşnilendirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il a aromatisé le glaçage avec quelques gouttes d'eau de rose. |
ilaç katmak(yiyeceğe, içeceğe) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
polis(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le fugitif a fui la police pendant soixante jours avant d'être attrapé. |
hasat mevsimi(céréales) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Pendant les moissons, Pierre aimait faire de la randonnée dans les collines. |
resim yapmak(Art) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle adore peindre. |
halı döşemek, halı ile kaplamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) À la surprise générale, Maman a décidé de moquetter sa cuisine. |
şanslı, talihli
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) J'ai de la chance de t'avoir rencontrée. Uğurlu sayım yedidir. |
kibar, nazik(personne) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
adli, hukuksal
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Mary voulait travailler dans le secteur de la criminalistique. |
puslu, sisli(hava) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le temps était brumeux ; Jim n'arrivait même pas à voir les maisons au bout de la rue. |
minnettar, müteşekkir(kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Nous vous sommes reconnaissants pour votre aide. |
ömür boyu süren, hayat boyu devam eden(ami, passe-temps) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Germaine et moi sommes des amies de longue date (or: de toujours). |
ateşi çıkmış, ateşli, ateşlenmiş(courant) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
maddi, dünyevi, cismani
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les plaisirs charnels sont interdits aux prêtres. |
Fransızca öğrenelim
Artık de la'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
de la ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.