Portekizce içindeki cair ne anlama geliyor?
Portekizce'deki cair kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte cair'ün Portekizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Portekizce içindeki cair kelimesi düşmek, azalmak, düşmek, çökmek, ölmek, yaralanıp düşmek, düşmek, düşmek, dahil olmak, takılmak, (hisse senedi, vb.) düşmek, düşüş göstermek, kopmak, dökülmek, çökmek, kanmak, kopmak, düşmek, aşağı düşmek, çökmek, kayıp düşmek, düşmek, azalmak, (fiyat, vb.) aniden düşmek, dalmak, düşmek, düşmek, inmek, azalmak, çarpmak, üzerine düşmek, oturmak, kesilmek, düşüş, düşmek, yağmak, kesilmek, düşmek, girmek, çalışmamak, düşmek, hızla kötüleşmek/bozulmak/kötüye gitmek, bayılmak, devrilmek, düşmek, azalmak, (borsa fiyatı) hafifçe düşmek, süzülmek, düşmek, azalmak, eksilmek, gerilemek, hata yaptırmak, azalmak, batmak, azalmak, düşmek, azalmak, yakalanmak, günah işlemek, -e denk gelmek, iyi gelmek, hızla/aniden düşmek, bırakıp gitmek, gitmek, sıkıntıdan uyuklamak, bozulmak, yakışmak, yere düşürmek, yakışmak, ayrılmak, bırakmak, terketmek, (borsa) düşüş, inanmak, kanmak, azarlamak, işini/görevini yapmamak, olumlu karşılanmak, kavga etmek, kavga etmek, kahkahayı basmak, gözyaşlarını tutamamak, tepetaklak düşmek, yola çıkmak, kendine gelmek, ayrılmak istemek, aniden ölmek, düşüp ölmek, yıkılmak, düşmek, dökülmek, vazgeçmek, defolup gitmek, inmek, sağanak yağmur yağmak, şiddetli yağmak, cezalandırmak, hastalanmak, yumulmak, sıvışmak, yarışmak, anlamak, yaranmaya çalışmak, defolup gitmek, uyuklamak, defolup gitmek, sıkıştırmak, tepesine düşmek, -den gizlice sıvışmak, başlamak, girmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
cair kelimesinin anlamı
düşmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Eu caí da escada ontem. |
azalmak, düşmek(mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) A demanda para esse produto caiu recentemente. Son günlerde bu ürüne olan talep azaldı. |
çökmek(ruir) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) O telhado caiu com o peso da neve. |
ölmek(morrer) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ele sucumbiu na batalha, morrendo como herói. |
yaralanıp düşmek(ferido) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) O soldado caiu e foi tratado por médicos. |
düşmek(sıcaklık) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) As temperaturas vão cair abaixo do ponto de congelamento amanhã. |
düşmek(hükümet) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) O governo caiu, seguindo-se um escândalo. |
dahil olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) O pedido deles enquadra-se no escopo de nosso projeto. |
takılmak(gözü, vb. bir şeye) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) O olhar dela caiu sobre a carta que eu estava escrevendo. |
(hisse senedi, vb.) düşmek, düşüş göstermek(financeiro) (finans) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
kopmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Um dos botões do casaco de Chloe caiu. |
dökülmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
çökmek(bina, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) A parede de tijolos caiu. |
kanmak(deixar-se enganar por) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) O investimento prometia altos retornos e eu me caí nele. |
kopmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) O quadro tinha caído da parede. |
düşmek, aşağı düşmek(kişi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mike caiu e machucou as costas. |
çökmek(sessizlik, karanlık, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
kayıp düşmek(imperceptivelmente) (cebinden, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) A nota de $100 deve ter caído do meu bolso; não estou mais com ela. |
düşmek(çantadan, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Meu celular caiu da minha bolsa enquanto eu estava correndo para o metrô. |
azalmak(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) As vendas de carros caíram durante a recessão. |
(fiyat, vb.) aniden düşmek(figurado) (mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Os preços das ações da empresa caíram quando eles anunciaram uma queda nos lucros. |
dalmak(figurado) (kötü davranışlar/alışkanlıklar) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Peter caiu de volta em seu vício. |
düşmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ela caiu no chão. |
düşmek, inmek, azalmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) As ações caíram hoje. Bugün hisse senedinin değeri düştü. |
çarpmakverbo transitivo (raio) (yıldırım) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dizem que um raio nunca cai duas vezes no mesmo lugar. |
üzerine düşmek(cair por terra) (birşeyin) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ele saltou do ônibus e caiu na calçada. Otobüsten atladı ve kaldırımın üzerine düştü. |
oturmak(roupa) (giysi) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Aquele vestido cai muito bem em você. |
kesilmek(bağlantı, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) A conexão de longa distância caiu. |
düşüş(fig, mercado financeiro) (piyasa, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) As más notícias farão o mercado financeiro cair. |
düşmek(declinar) (fiyat, vb. mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Os preços podem cair um pouco depois da temporada turística. |
yağmak(chuva) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) A chuva começou a cair do céu. |
kesilmek(energia: desconectar por sobrecarga) (elektrik: aşırı yükleme sonucu) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
düşmekverbo transitivo (karışıklığa, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
girmek(figurado) (bunalıma, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Depois de perder o emprego, Susan caiu em profunda depressão. |
çalışmamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) A ligação caiu e ele teve que ligar novamente. |
düşmekverbo transitivo (bir şeyin üstüne) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) O ovo quebrou quando caiu no chão. |
hızla kötüleşmek/bozulmak/kötüye gitmek(mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) As temperaturas caíram rapidamente ao longo do dia. |
bayılmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
devrilmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
düşmek, azalmak(cair: preços, etc.) (fiyat, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) O preço do gás caiu muito no mês passado. Benzin fiyatları iyice düştü. |
(borsa fiyatı) hafifçe düşmek(finanças: ações) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Os preços das ações caíram hoje à tarde. |
süzülmek(gözyaşı, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Uma lágrima rolou pela bochecha da menina. |
düşmek(fiyat) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
azalmak, eksilmek, gerilemek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) As vendas de computadores de mesa têm caído nos últimos anos porque a maioria das pessoas preferem laptops. |
hata yaptırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Negativas duplas geralmente me enganam. |
azalmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) A popularidade do presidente tem diminuído por meses. |
batmak(sol) (güneş, mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Foi lindo ver o sol se pôr no horizonte. |
azalmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) As vendas diminuíram muito depois da crise do crédito. |
düşmek, azalmak(números) (sayı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Taxas de infecção pelo HIV finalmente começaram a diminuir. |
yakalanmakexpressão verbal (hastalığa, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ela caiu de cama. |
günah işlemekexpressão verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) A humanidade foi criada perfeita, mas depois caiu em desgraça. |
-e denk gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Meu aniversário cai no sábado esse ano. |
iyi gelmekexpressão verbal (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Comida picante não cai (or: faz) bem para mim. |
hızla/aniden düşmek(BRA) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) O avião despencou no chão. |
bırakıp gitmek(evitar o envolvimento de forma covarde) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gitmek(informal) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
sıkıntıdan uyuklamak(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
bozulmak(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) O sindicato convocou uma greve depois das negociações sobre os benefícios de aposentadoria fracassarem. |
yakışmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Não convém a uma mulher na sua posição agir desse jeito. |
yere düşürmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) O objetivo do boliche é derrubar o máximo de pinos possível. |
yakışmak(figurativo: cor) (renk) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ayrılmak, bırakmak, terketmek(gíria: sair de um lugar) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Essa festa está uma droga, vou vazar! |
(borsa) düşüş(ações, preço) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) O preço das ações da companhia despencaram após a súbita saída do diretor. |
inanmak, kanmak(figurado, informal) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Fred é tão inocente, ele engole tudo que você diz para ele. |
azarlamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
işini/görevini yapmamakexpressão (figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
olumlu karşılanmakexpressão verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) A notícia de um aumento nos lucros caiu bem com os investidores da empresa. |
kavga etmek(informal) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) O time de hóquei realmente caiu na porrada na noite passada. Alguns dos garotos foram para casa com menos dentes. |
kavga etmek(informal) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kahkahayı basmaklocução verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gözyaşlarını tutamamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
tepetaklak düşmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Alex caiu de cara na montanha. |
yola çıkmakexpressão verbal (figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kendine gelmek(voltar rapidamente ao normal) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
ayrılmak istemekexpressão verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
aniden ölmek, düşüp ölmekexpressão (morrer subitamente) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yıkılmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
düşmekexpressão verbal (çukura, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) A jovem foi resgatada vários dias após ter caído em um poço sem tampa. |
dökülmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
vazgeçmek(BRA, informal) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nós estávamos planejando uma festa, mas quase todo mundo caiu fora. |
defolup gitmek(POB) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
inmeklocução verbal (informal: sair de um veículo) (arabadan) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sağanak yağmur yağmak(chover muito) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
şiddetli yağmak(cair pesada e copiosamente) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
cezalandırmaklocução verbal (birisini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) A professora caiu matando nele por suas faltas recorrentes. |
hastalanmakexpressão (informal - passar mal) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Eu acabei de cair de cama com uma febre. |
yumulmakexpressão verbal (figurado, começar a comer) (yemeğe) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sıvışmak(informal) (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yarışmak(BRA, informal,) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nosso time de basquete não está indo muito bem. Eu gostaria que eles caíssem dentro. |
anlamak(figurado, informal) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yaranmaya çalışmakexpressão verbal (ganhar simpatia) (birisine) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
defolup gitmek(informal) (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
uyuklamaklocução verbal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Eu caí no sono ao volante e bati o carro. |
defolup gitmek(informal) (argo) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
sıkıştırmak(birisini) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
tepesine düşmeklocução verbal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) O teto do quarto desceu sobre (or: caiu sobre) nós durante o furacão. |
-den gizlice sıvışmak(gayri resmi) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ela conseguiu escapar (or: fugir) da palestra sem que ninguém a visse. |
başlamak(figurado) (işe) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
girmekexpressão verbal (sınıf, kategori) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) A lei da reforma cai na categoria de projetos bem intencionados, mas absolutamente mal conduzidos. |
Portekizce öğrenelim
Artık cair'ün Portekizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Portekizce içinde arayabilirsiniz.
cair ile ilgili kelimeler
Portekizce sözcükleri güncellendi
Portekizce hakkında bilginiz var mı
Portekizce (português), Avrupa'nın İber yarımadasına özgü bir Roma dilidir. Portekiz, Brezilya, Angola, Mozambik, Gine-Bissau, Cape Verde'nin tek resmi dilidir. Portekizce, 215 ila 220 milyon anadili ve 50 milyon ikinci dil konuşanı olmak üzere toplamda yaklaşık 270 milyona sahiptir. Portekizce genellikle dünyada en çok konuşulan altıncı dil, Avrupa'da üçüncü sırada yer alır. 1997'de kapsamlı bir akademik çalışma, Portekizce'yi dünyadaki en etkili 10 dilden biri olarak sıraladı. UNESCO istatistiklerine göre, Portekizce ve İspanyolca, İngilizce'den sonra en hızlı büyüyen Avrupa dilleridir.