İspanyolca içindeki seco ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki seco kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte seco'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki seco kelimesi kurulamak, mürekkep lekesini temizlemek, silmek, kurutmak, kurutmak, biçip kurutmak, havluyla kurulamak, kurutmak, suyunu almak, çok kurutmak, kavurmak, yakıp kavurmak, kurutmak, kuru, kuru, sert, susuz, kuru, sek, alkolsüz, içkisiz, susamış, susuz, kurak, alaylı, kurumuş, kupkuru, kısa ve sert, kuru (öksürük), çatlak, çatlamış, kaba, sert, şekillendirilmiş, şekil verilmiş, bayat, kuru, buruşuk, buruş buruş, kurumuş, susuz kalmış, kurak, sert, kaba, haşin, ters, yoksul, fakir, fikir yoksunu, haşin, sert, katı, parasız, ölü, ölmüş, kurutma dolabı, saç kurutma makinası ile kurutmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
seco kelimesinin anlamı
kurulamakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Secó los platos con un paño. Banyoda saçlarını kuruttu. |
mürekkep lekesini temizlemekverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Charles bajó su cálamo y secó los párrafos que había escrito. |
silmekverbo transitivo (göz yaşı, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Déjame que te seque las lágrimas. |
kurutmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El celular se le había caído en un charco; lo secó con un secador de pelo. |
kurutmak, biçip kurutmakverbo transitivo (ot) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El granjero secó alfalfa y trébol para sus animales. |
havluyla kurulamakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Wendy se secó el pelo con una toalla para quitarse la mayor parte de la humedad, después se lo secó con el secador. |
kurutmakverbo transitivo (tahta, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Los trabajadores secaron la madera antes de cortarla. |
suyunu almak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Bill deshidrató fruta para llevar en su viaje de mochilero. |
çok kurutmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El sol caliente agostó el desierto. |
kavurmak, yakıp kavurmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El área era como un desierto. El calor del sol había quemado toda la vegetación. |
kurutmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Si cocinas la carne de más, la resecas. |
kuruadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La silla estaba seca porque no estaba bajo la lluvia. Buranın iklimi oldukça kurak. |
kuru, sertadjetivo (yiyecek) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Las galletas estaban secas. Viskiyi sek mi alırsınız? |
susuz, kuruadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Ha estado seco por aquí en el último par de meses. |
sekadjetivo (şarap) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) No le gusta el vino seco. No es lo suficientemente dulce para ella. |
alkolsüz, içkisiz(figurado) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Algunos condados en Luisiana son secos. |
susamış, susuz(coloquial) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Después de caminar todo el día estaba seco. |
kurakadjetivo (iklim) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Muchas zonas de España son secas como el desierto. |
alaylı(humor burlón) (mizah, mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Tiene un sentido del humor irónico. |
kurumuşadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Una pasa de uva es una uva seca. |
kupkuru
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Las personas que estaban en la playa se quemaron los pies con la arena seca. |
kısa ve sert(söz, cevap, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) No deberías hacer acotaciones secas a tu jefe. |
kuru (öksürük)(tos) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Gretechen fue al médico porque tenía una tos seca. |
çatlak, çatlamış(deri) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
kaba, sertadjetivo (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Cuando le pregunté si podía ayudar fue bastante seco conmigo. |
şekillendirilmiş, şekil verilmişadjetivo (saç) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Madeleine tenía las uñas pintadas y su pelo seco, por lo que estaba lista para el baile. |
bayat, kuru(ekmek) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Sam tiró el pan rancio en el jardín para que se lo comieran los pájaros. |
buruşuk, buruş buruş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El chamán llevaba una cabeza reducida consigo para los rituales. |
kurumuş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
susuz kalmış, kurak(figurado: tierra) (tarla, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) El hombre miró a través de las áridas llanuras de este caluroso país. |
sert(golpe) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le dio al niño una palmada fuerte en el trasero. |
kaba, haşin
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Sus modales groseros no cayeron bien cuando empezó a frecuentar la clase alta. |
ters(kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Kenneth suele ser seco (or: brusco) con las personas en el sector servicios. |
yoksul, fakirlocución adjetiva (AR, coloquial) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) En este momento no puedo hacer las compras, estoy seco. |
fikir yoksunu
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
haşin, sert, katı(kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Phil aparenta ser brusco, pero en realidad tiene un buen corazón. |
parasız(AmL, coloquial) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Cuando terminé de pagar las reparaciones estaba sin un peso en el bolsillo. |
ölü, ölmüş(coloquial) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Cuando llegó la policía, encontraron los dos cuerpos tiesos. |
kurutma dolabı(çamaşır) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
saç kurutma makinası ile kurutmakverbo transitivo (PR) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
İspanyolca öğrenelim
Artık seco'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
seco ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.