İspanyolca içindeki buscar ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki buscar kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte buscar'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki buscar kelimesi aramak, aramak, araştırma yapmak, aramak, bulmaya çalışmak, araştırmak, araştırmak, aramak, (çözüm, vb.) aramak/arayıp bulmak, araştırmak, araştırmak, aramak, araştırmak, aramak, yiyecek aramak, peşinde koşmak, bakmak, istemek, arzu etmek, aramak, arayışında olmak, uğramak, çıkartmak, araştırmak, aramak, istemek, aramak, aramak, (altın, petrol, vb.) aramak, aramak, aramak, arayıp taramak, -i aramak, çabalamak, araştırmak, incelemek, deşmek, araştırmak, gidip almak, talep etmek, istemek, sorgulama yapmak, iyice aramak, arayıp taramak, altını üstüne getirmek, istemek, talep etmek, aramak, satın alma niyetinde olmak, dolaylı yoldan elde etmeye çalışmak, davet etmek, almak, arabayla almak, google'da aramak, -e bakınmak, arayıp taramak, almak, bakmak, kontrol etmek, işe başvurmak, iş başvurusu yapmak, iş başvurusunda bulunmak, denizde arama/tarama yapmak, sorun çıkarmak, yiyecek aramak, yiyecek bulmaya çalışmak, yiyecek aramak, bakınmak, yoklamak, (birşey) aramak, vakit bulmak, zaman bulmak, çağırtmak, çağrı cihazı ile arama/iletişim kurma, peşine düşmek, kafasını suya daldırıp yemek, istiridye toplamak, altüst etmek, almak, incelemek, kaynağını bulmak, aramak, yuva avlamak, aramak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
buscar kelimesinin anlamı
aramak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Algunos buscan el amor por Internet. |
aramakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Está buscando sus llaves. Uygun fiyatlı bir araba bakıyoruz. |
araştırma yapmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los detectives buscaron durante días, pero no pudieron encontrar ninguna prueba. |
aramak, bulmaya çalışmak, araştırmakverbo transitivo (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El detective busca algunas pistas sobre el crimen. Dedektif bu cinayete ilişkin ipuçlarını bulmaya çalışıyor (or: araştırıyor). |
araştırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Estamos buscando maneras de mejorar nuestra efectividad. |
aramak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Estaba buscando las llaves, pero no aparecen. |
(çözüm, vb.) aramak/arayıp bulmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nos pasamos varios meses buscando el mejor restaurante tailandés de la ciudad. |
araştırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Después de mudarse a una nueva ciudad, decidió buscar personas con ideas afines. |
araştırmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si no sabes quién era Ada Lovelace búscala en Internet. |
aramak, araştırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La policía estuvo buscando toda la noche al criminal. |
aramakverbo transitivo (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Dan llegó tarde al trabajo porque tuvo que buscar sus llaves. |
yiyecek aramakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Una ardilla hurgaba bajo el árbol, buscando nueces. |
peşinde koşmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ella busca fama y fortuna. |
bakmakverbo transitivo (sözlüğe, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si no entiendo una palabra, la busco en el diccionario. |
istemek, arzu etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No busco comprar una colección de enciclopedias en estos momentos. |
aramakverbo transitivo (en Internet) (internette) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Buscó la respuesta en internet. |
arayışında olmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La joven actriz buscaba la fama, a pesar de sus quejas con respecto a las intromisiones de los medios. |
uğramak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Búscame la próxima vez que andes en la ciudad. |
çıkartmak(kavga, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) David siempre busca peleas en la escuela. |
araştırmakverbo transitivo (bíblico) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¡Buscad y hallaréis! |
aramakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El equipo de RR. HH. está buscando egresados con potencial para que se unan a la empresa. |
istemek, aramakverbo transitivo (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ella está buscando un cumplido. Solo ignórala. |
aramak(excavación) (altın, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La gente ha estado buscando oro aquí desde hace 100 años. |
(altın, petrol, vb.) aramak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La compañía minera está buscando oro en la zona. |
aramakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La agencia de contratación está buscando nuevos talentos. |
aramak, arayıp taramakverbo transitivo (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ellos están buscando pistas por toda la región. |
-i aramak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
çabalamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Procuro restaurar mi honor. |
araştırmak, incelemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El investigador investigó el asunto detalladamente. |
deşmek(figurado) (konuyu, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El trabajo de un periodista amarillista es escarbar buscando el escándalo. |
araştırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gidip almak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
talep etmek, istemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le pedimos consejo a los sabios maestros. |
sorgulama yapmak(informática) (bilgisayar) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
iyice aramak, arayıp taramak, altını üstüne getirmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La policía registró el apartamento del sospechoso. |
istemek, talep etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El Gobierno solicitó el apoyo de grupos religiosos. |
aramak(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El escuadrón barrió el área buscando minas. |
satın alma niyetinde olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si buscas comprar una nueva laptop, estas son nuestras recomendaciones. |
dolaylı yoldan elde etmeye çalışmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) En busca de un aumento, Darren trabajó horas extras varias semanas seguidas. |
davet etmek(tehlike, risk) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El Gobierno llamaba (or: invitaba) al desastre al no haberse preparado para la llegada de un huracán. |
almak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Puedes recoger mi receta cuando pases por la farmacia? |
arabayla almak(birisini bir yerden) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Voy a recoger a los chicos hoy en colegio. |
google'da aramak(®; informal) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si no sabes quién es Rosalind Franklin, googléala. |
-e bakınmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Sara se pasó la tarde mirando las tiendas locales. |
arayıp taramak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Revisé todos mis cuadernos tratando de encontrar mi dibujo favorito de un roble. |
almak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Recojo a los niños de la casa de su padre los domingos a las 5 de la tarde. |
bakmak, kontrol etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) "No encuentro mis llaves." "¿Te fijaste en los bolsillos?" |
işe başvurmak, iş başvurusu yapmak, iş başvurusunda bulunmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mi única tarea del día es solicitar empleo. |
denizde arama/tarama yapmaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Buscó a su hermano por cielo y tierra, hasta que dio con él. |
sorun çıkarmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Guárdate las preocupaciones y no busques pleitos. |
yiyecek aramak, yiyecek bulmaya çalışmaklocución verbal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Los jabalíes buscan comida cerca de la ruta de senderismo, así que ten cuidado. |
yiyecek aramak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los zorros urbanos buscan comida en los botes de basura. |
bakınmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) He buscado por todos lados pero no encuentro mis anteojos . |
yoklamaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Busqué a tientas las llaves de mi auto en mi bolso. |
(birşey) aramak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) No sé dónde puse las llaves, tendré que buscarlas por aquí. |
vakit bulmak, zaman bulmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Estoy muy ocupado, pero trataré de encontrar un tiempo para verte. |
çağırtmaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Está muy enfermo, deberíamos ir a buscar a sus padres para que lo lleven a casa. |
çağrı cihazı ile arama/iletişim kurma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
peşine düşmeklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El Primer Ministro estaba determinado a buscar hasta dar con los terroristas y traerlos ante la justicia. |
kafasını suya daldırıp yemeklocución verbal (ördek) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Esos patos a menudo se alimentan buscando comida con el pico en aguas poco profundas. |
istiridye toplamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Este tramo de la costa es el mejor lugar para buscar almejas. |
altüst etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Revolví entre mis papeles pero no encontré el documento que quería mi jefe. |
almak(birisini bir yerden) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Sara pasó a buscar a sus amigos por el aeropuerto. |
incelemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Puedo buscar entre esa ropa vieja a ver si hay algo que me guste antes de que la tires? |
kaynağını bulmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Karen finalmente rastreó el origen del olor: la pila de ropa de su hija adolescente. |
aramak(bir şeyi, birisini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Jessica buscó las llaves en su oficina. |
yuva avlamaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los niños pasaron la mañana buscando nidos en el campo. |
aramak(polis) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los amigos de Linda se sorprendieron cuando descubrieron que la policía la buscaba. |
İspanyolca öğrenelim
Artık buscar'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
buscar ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.