İngilizce içindeki spice ne anlama geliyor?
İngilizce'deki spice kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte spice'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki spice kelimesi baharat, baharat koymak, baharat katmak, heyecan, coşku, heyecan katmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
spice kelimesinin anlamı
baharatnoun (food flavouring) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dave likes making curries, so he makes sure he always has a range of spices in his kitchen. |
baharat koymak, baharat katmaktransitive verb (add spice) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
heyecan, coşkunoun (figurative (excitement) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tom was always the life and soul of the party, so his arrival added some spice to the evening. |
heyecan katmakphrasal verb, transitive, separable (figurative (make more exciting) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) They brought some vodka to spice up the evening. |
İngilizce öğrenelim
Artık spice'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
spice ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.