İngilizce içindeki gripping ne anlama geliyor?
İngilizce'deki gripping kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte gripping'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki gripping kelimesi dikkat çekici, ilgi çekici, tutma, kavrama, sıkı sıkı tutmak, kavramak, etkilemek, büyülemek, sıkı tutma, sıkıca tutma, kavrama, anlayış, kavrayış, idare, kontrol, raket tutuşu, tutuş, raket bandı, sap, kulp, tutacak yer, set işçisi, (lastik) kavrama, el sıkışma, tokalaşma, akıl sağlığı, ruh sağlığı, el bagajı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
gripping kelimesinin anlamı
dikkat çekici, ilgi çekiciadjective (demands attention) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The gripping performance made the actor famous overnight. |
tutma, kavramanoun (on object) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) There were bruises on the victim's upper arms that were clearly caused by gripping. |
sıkı sıkı tutmak, kavramaktransitive verb (grasp, hold) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Anna gripped the racket tightly as she stepped on the tennis court. |
etkilemek, büyülemektransitive verb (figurative (fascinate) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The amazing performance gripped the audience. |
sıkı tutma, sıkıca tutma, kavramanoun (grasp, hold) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Peter's grip on the wheel tightened as he drove through the mountains. |
anlayış, kavrayışnoun (figurative, informal (understanding) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The students had to show that they had a firm grip on the class material. |
idare, kontrolnoun (figurative (power, hold) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The coach kept his athletes firmly in his grip. |
raket tutuşu, tutuşnoun (racquet sports: hold) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The tennis champion is known for his strong forehand grip. |
raket bandınoun (racquet sports: tape on handle) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) This tennis racquet has a nylon grip. |
sap, kulp, tutacak yernoun (handle) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The grip on the old knife was worn and needed to be replaced. |
set işçisinoun (TV, movie stagehand) (sinema, TV) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The director was angry because the grips took too long setting up the lighting. |
(lastik) kavramanoun (tyres, tires) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The new snow tires had an excellent grip on the road. |
el sıkışma, tokalaşmanoun (handshake) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Jim and Harry traded grips as they met. |
akıl sağlığı, ruh sağlığınoun (figurative (sanity) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) It was too much for John, and he felt that he was beginning to lose his grip. |
el bagajınoun (travel bag, holdall) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Katie keeps her gym kit in a black grip. |
İngilizce öğrenelim
Artık gripping'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
gripping ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.