Fransızca içindeki roule ne anlama geliyor?
Fransızca'deki roule kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte roule'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki roule kelimesi yuvarlanmak, ilerlemek, dönmek, gümbürdemek, vurguyla telaffuz etmek, rulo yapmak, kaplamak, salınmak, salınarak yürümek, yuvarlanmak, tomar yapmak, yuvarlanmak, dolandırmak, araba sürmek, araç sürmek, sigara sarmak, titreterek söylemek, gezmek, top haline getirmek, kandırmak, süzülmek, kandırmak, aldatmak, kandırmak, aldatmak, kandırmak, hareket etmek, dolandırmak, kandırmak, ilerlemek, gitmek, dolandırmak, aldatmak, kazıklamak, akmak, akmak, süzülmek, ilerlemek, sarmak, kandırmak, ortalama bir hızla gitmek, aynı hızla gitmek, kazıklamak, kazık atmak, yuvarlanan, marmelatlı rulo kek, yuvarlamak, yuvarlanmak, (romantik bir şekilde) öpüşmek, yuvarlanmak, çok gezmek, seyahat etmek, pek çok yeri gezmek, öpüşmek, ile öpüşmek, öpüşme, öndeki arabanın hemen arkasından gitmek, yola çıkacak durumda, yola çıkabilir, (tekerlekli bir şeyle) gitmek/ilerlemek, pedal çevirmeden gitmek, yavaş gitmek, aşağı gitmek, uzun uzun öpmek, yokuş aşağı sürmek, taksi yapmak, pistte ilerlemek, (araba) hızla gitmek, rüzgâr gibi gitmek, uzun uzun öpüşmek, ile çalışmak, aşağı yuvarlanmak, dertop olmak, kasılarak yürümek, aşağı yuvarlamak, kendi ile övünmek, kendini beğenmek, yavaş ilerlemek, işi pişirmek, geri gitmek, geri geri gitmek, işi pişirmek, ezmek, sert tütün, (arabayla) dolaşmak, gezmek, hızla gitmek, arabayla üstünden geçmek, Fransız öpücüğü vermek, dil atmak, tutkuyla öpmek, aşağı yuvarlamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
roule kelimesinin anlamı
yuvarlanmakverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le ballon a roulé en bas de la colline. Top tepeden aşağı yuvarlandı. |
ilerlemekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La voiture roulait dans la rue. Araba sokak boyunca ilerledi. |
dönmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les roues du char roulaient vers l'avant. |
gümbürdemekverbe intransitif (tambour) (davul) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les trompettes sonnèrent et les tambours roulèrent. |
vurguyla telaffuz etmekverbe transitif (Linguistique) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Beaucoup d'Américains trouvent qu'il est difficile de rouler les R. |
rulo yapmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) J'ai vu des photos de vieux Cubains rouler des cigares. |
kaplamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Puis, vous devez rouler le poulet dans la panure jusqu'à ce qu'il soit entièrement recouvert. |
salınmak, salınarak yürümek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Il aimait regarder la manière dont elle ondulait en passant dans la rue. |
yuvarlanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les enfants adorent rouler dans l'herbe. |
tomar yapmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il a roulé les certificats et les a mis dans un lieu sûr. |
yuvarlanmak(objet, personne) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La pelote de laine a roulé par terre. |
dolandırmak(familier) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quand il n'est pas revenu avec les marchandises j'ai su que j'avais été roulé. |
araba sürmek, araç sürmekverbe intransitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) On a roulé à travers le pays dans une vieille 2 CV. |
sigara sarmakverbe transitif (une cigarette) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il finit de rouler et me demanda du feu. |
titreterek söylemekverbe transitif (Phonétique) (sesbilim) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
gezmekverbe intransitif (arabayla, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nous avons roulé pendant 80 km mais là, la voiture est tombée en panne. |
top haline getirmekverbe transitif (un tissu) (kumaş) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le tissu est roulé à l'usine avant d'être livré en magasin. |
kandırmak(familier) (birisini) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Kate ne s'était pas rendu compte que l'homme qu'elle avait rencontré sur un site de rencontre la roulait jusqu'à ce qu'elle dépense la moitié de ses économies pour lui. |
süzülmekverbe intransitif (gözyaşı, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Un larme roula sur la joue de la petite fille. |
kandırmak(familier) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
aldatmak, kandırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Je ne voulais pas acheter ce ticket. On m'a roulée (or: On m'a trompée) ! |
aldatmak, kandırmak(familier, figuré) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Jim s'est encore fait rouler (or: pigeonner) par le patron au niveau des heures sup'. |
hareket etmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Si tu arrêtes de bouger, la guêpe te laissera tranquille. |
dolandırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le marchand d'antiquités a escroqué la vieille dame ; il lui a acheté plusieurs meubles de valeur pour la petite somme de cent euros. |
kandırmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ne te laisse pas avoir par ses âneries. |
ilerlemek, gitmek(véhicule, personne,...) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le train avançait (or: roulait) à grande vitesse. |
dolandırmak, aldatmak, kazıklamak(très familier) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
akmak(circulation) (trafik, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La circulation n'est pas très fluide dans cette ville. |
akmak, süzülmek(gözyaşı, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Des larmes coulèrent sur ses joues. |
ilerlemek(dans un véhicule) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nous roulions à environ 45 km/h. |
sarmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
kandırmakverbe transitif (familier) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nous avons été roulés par des promesses de nombreux prix à la foire, mais nous avons été déçus. |
ortalama bir hızla gitmek, aynı hızla gitmek(otomobil, uçak, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) James maintenait sa vitesse à 100 kilomètres à l'heure. |
kazıklamak, kazık atmakverbe transitif (figuré, familier) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Vingt livres pour ça ? Ce commerçant t'as volé (or: roulé) ! |
yuvarlananadjectif (Phonétique) (r harfi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
marmelatlı rulo keknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai trouvé une recette de gâteaux roulés. |
yuvarlamakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il fit rouler la balle vers le bébé. Topu bebeğe doğru yuvarladı. |
yuvarlanmakverbe pronominal (çamurda, çimde) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les hippopotames aiment se rouler dans la boue. |
(romantik bir şekilde) öpüşmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Genevieve a surpris ses deux meilleurs amis en train de s'embrasser. |
yuvarlanmak(dans du sang) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
çok gezmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
seyahat etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
pek çok yeri gezmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
öpüşmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) J'ai vu Tracy embrasser Kevin hier soir. |
ile öpüşmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Apparemment, Emma embrassait John dans le couloir. |
öpüşme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Katherine a planté un gros baiser sur la joue de Max. |
öndeki arabanın hemen arkasından gitmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Une voiture rouge m'a collé au train pendant tout le trajet jusqu'à l'épicerie. |
yola çıkacak durumda, yola çıkabilir(otomobil, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
(tekerlekli bir şeyle) gitmek/ilerlemek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le garçon roulait lentement dans le couloir sur sa trotinette. |
pedal çevirmeden gitmek(bisiklet) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
yavaş gitmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
aşağı gitmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Un ballon lâché sur une pente ira vers le bas (or: roulera vers le bas). |
uzun uzun öpmek(argot) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yokuş aşağı sürmek(bisiklet, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle descendit la côte en roue libre sur son vélo. Kontağı kapatıp durana kadar vites boşta gittik. |
taksi yapmak, pistte ilerlemek(uçak) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'avion se déplaçait au sol ; il était trop tard pour débarquer de l'avion ! |
(araba) hızla gitmek, rüzgâr gibi gitmekverbe intransitif (voiture) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Les voitures roulaient à toute vitesse sur la piste. |
uzun uzun öpüşmek(argot) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ils se sont roulé une pelle avant de partir chacun de leur côté. Les adolescents aiment bien se rouler des pelles. |
ile çalışmak(yakıt) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
aşağı yuvarlanmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La bille roula jusqu'en bas de la rampe. |
dertop olmakverbe pronominal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Le hérisson s'est roulé en boule. |
kasılarak yürümek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Henri a roulé des mécaniques dans le bureau tout l'après-midi après que le chef a complimenté son travail. |
aşağı yuvarlamakverbe transitif (une balle,...) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dan a fait rouler la balle depuis le sommet de la colline (or: jusqu'en bas de la colline). |
kendi ile övünmek, kendini beğenmek(personne, péjoratif) (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'élève était debout au premier rang à faire la belle tandis que le professeur la complimentait. |
yavaş ilerlemek(véhicule) (trafik, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ça n'avance pas sur la route, je vais être en retard au boulot. |
işi pişirmek(familier : s'embrasser) (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai vu Carly et Kevin se rouler des pelles derrière la médiathèque. |
geri gitmek, geri geri gitmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
işi pişirmek(familier : embrasser) (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) À la fête hier soir, j'ai roulé des pelles à une fille. |
ezmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Aïe ! Ta roue vient de me rouler sur le pied ! |
sert tütünnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
(arabayla) dolaşmak, gezmek(voiture) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Sally roulait tranquillement en ville dans sa nouvelle voiture et faisait coucou à ses amies. |
hızla gitmek(yol boyunca, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
arabayla üstünden geçmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le conducteur a roulé (or: conduit) doucement sur les gravillons. |
Fransız öpücüğü vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Un professeur a surpris Susie et Jimmy à s'embrasser derrière les gradins. |
dil atmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sarah avait du mal à se concentrer sur le film à cause des deux adolescents qui s'embrassaient sur la bouche dans la rangée devant elle. |
tutkuyla öpmeklocution verbale (argot) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
aşağı yuvarlamaklocution verbale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Fais tomber les billes de la table : le chat va les poursuivre ! |
Fransızca öğrenelim
Artık roule'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
roule ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.