İngilizce içindeki civil status ne anlama geliyor?
İngilizce'deki civil status kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte civil status'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki civil status kelimesi sivil, kamu, kibar, nazik, edepli, medeni hukukla ilgili, İnşaat Mühendisi, sivil itaatsizlik/başkaldırı, inşaat mühendisi, inşaat mühendisliği, medeni özgürlükler, hemcins birlikteliği, yurttaşlık hakları, devlet memuru, kamu hizmeti, devlet hizmeti, amme hizmeti, iç savaş, Amerikan İç Savaşı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
civil status kelimesinin anlamı
sivil, kamuadjective (relating to society) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The people there have no civil liberties. |
kibar, nazik, edepliadjective (courteous, not rude) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Try to be civil to everyone, even if they're being rude to you. |
medeni hukukla ilgiliadjective (law: not specifically criminal) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The case is a civil matter and will be settled out of court. |
İnşaat Mühendisinoun (abbreviation (civil engineer) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Kevin works as a CE and makes a decent salary. |
sivil itaatsizlik/başkaldırınoun (peaceful protest) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) More than 40 people have been arrested and charged with civil disobedience. |
inşaat mühendisinoun ([sb] who designs public works) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ruth is studying to be a civil engineer. |
inşaat mühendisliğinoun (design and building of structures) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The construction of buildings, roads and bridges is all part of civil engineering. |
medeni özgürlüklerplural noun (personal freedom) Al-Kidd claimed the Attorney General had violated his civil liberties by treating him like a terrorist. |
hemcins birlikteliğinoun (legal contract between couple) (evlilik olmaksızın) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) It is pure discrimination to say that we can form a civil partnership but we cannot get married. |
yurttaşlık haklarıplural noun (individual rights in a society,) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) If you don't claim and defend your civil rights you risk losing them. |
devlet memurunoun (government employee) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Some civil servants give the government a bad name. |
kamu hizmeti, devlet hizmeti, amme hizmetinoun (government workers) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Denise had spent her entire career working for the civil service. |
iç savaşnoun (country's internal war) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The civil war has displaced almost half the country's population. |
Amerikan İç Savaşınoun (historical, US (war between US states) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The American Civil War broke out in April 1861. |
İngilizce öğrenelim
Artık civil status'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
civil status ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.