Hintçe içindeki तीर मारना ne anlama geliyor?

Hintçe'deki तीर मारना kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte तीर मारना'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Hintçe içindeki तीर मारना kelimesi ahlaksız, sıkı ve bağlı olmayan, kararsızlık., gevşemiş, aklından zoru olmak. let loose salıvermek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

तीर मारना kelimesinin anlamı

ahlaksız

(loose)

sıkı ve bağlı olmayan

(loose)

kararsızlık.

(loose)

gevşemiş

(loose)

aklından zoru olmak. let loose salıvermek

(loose)

Daha fazla örneğe bakın

(“ऐसे माता-पिता जो निशाने पर तीर मारते हैं” और “आध्यात्मिक लक्ष्यों का पीछा करनेवाले जवान”)
(“Oklarını Doğru Hedefe Yönelten Ana Babalar” ve “Ruhi Hedeflere Erişmeye Çalışan Gençler”)
लेकिन यह उसने पूरे जोश के साथ नहीं किया, बस तीन बार तीर मारे
Fakat fazla gayret göstermeden yalnızca üç kere vurdu.
एलीशा के कहने पर, योआश ने फिर भूमि पर अपने तीर मारे
Yoaş, Elişa’nın isteği üzerine oklarıyla yere vurdu.
इसी पर, यानी ऐकिलीज़ की एड़ी पर ट्रॉय के राजा प्रायम के बेटे पैरस ने तीर मारकर उसकी हत्या की थी।
Savaşın sonunda Akhilleus, Troya Kralı Priamos’un oğlu Paris’in attığı okla tam o topuğundan vurularak öldürülür.
यह देखकर एलीशा आग-बबूला हो उठा। अगर योआश पाँच-छः बार तीर मारता तो यह दिखाता कि वह ‘अराम को यहां तक मारता कि उसका अन्त कर डालता।’
Elişa buna sinirlendi, çünkü Yehoaş yere beş ya da altı kez vursaydı ‘Aram’ı kesin bir yenilgiye uğratacaktı.’
पर ये राजनीतिक उपाय उतने ही फायदे के होते जितना एक ‘ढीला धनुष,’ जो किसी निशाने पर तीर मारने में अक्षम था, फायदे का हो सकता था।—६:१-७:१६.
Ancak bu siyasal önlemler, okları hedefe eriştirmeyen “aldatıcı yay” gibi, onlara yarar sağlamayacaktı.—Hoşea 6:1–7:16.
क्योंकि येहू का पोता योआश सिर्फ तीन बार ज़मीन पर तीर मारकर रुक गया और उसने ज़्यादा मेहनत नहीं की, इसलिए उसे अरामी लोगों को हराने में खास कामयाबी नहीं मिली।
Yehu’nun torunu Yoaş, fazla gayretli olmadığını oklarını sadece üç kere yere vurarak gösterdiğinden, Suriye’yi yenmek konusunda sınırlı ölçüde başarı elde etti.
तीर निशाने पर मारना
Oku Yönlendirmek
वे उन्हें बदनाम करने के लिए अपनी बातों से या फिर पत्रिकाओं में छपे शब्दों के “तीरों” से उन्हें ‘मारते’ हैं।
Onlar, bizi yanlış tanıtan sözlü ya da yazılı ifadeleri bir “ok gibi” kullanarak, İsa’nın masum takipçilerini “vururlar.”
यहोवा जवाब देता है: “वह इस नगर में प्रवेश करने, वरन इस पर एक तीर भी मारने न पाएगा; और न वह ढाल लेकर इसके साम्हने आने वा इसके विरुद्ध दमदमा बान्धने पाएगा।
Yehova şu yanıtı veriyor: “Bu kente girmeyecek, ok atmayacak. Kente kalkanla yaklaşmayacak, karşısında rampa kurmayacak.
18 उनके तीर जवानों को मारेंगे, और वे गर्भ के फल पर कुछ दया न करेंगे; उनकी आंखें बच्चों पर तरस न खाएंगीं ।
18 Onların yayları gençleri kırıp dökecek; ve rahmin meyvesine acımayacaklar; gözleri çocukları esirgemeyecek.
एलीशा ने राजा से कुछ तीर लेकर उन्हें ज़मीन पर मारने को कहा।
Elişa krala eline bir miktar ok almasını ve bu okları yere vurmasını söyledi.
क्योंकि निशाने पर मारने के लिए उसे तीर को फौरन छोड़ना पड़ता है।
Hedefi tutturmak için bir an önce oku atması gerekir.
6 परन्तु उनमें से अधिकतर लोगों ने समूएल की बातों पर ध्यान नहीं दिया; इसलिए जब उन्होंने देखा कि वे उसे पत्थरों और तीरों से नहीं मार सकते हैं तो वे अपने प्रधान के पास यह कहते हुए याचना करने लगे: इस व्यक्ति को पकड़कर बांध दो, क्योंकि देखो इसमें शैतान है; और शैतान की जो शक्ति इसमें है उसके कारण हम उसे अपने पत्थरों और तीरों से नहीं मार सकते हैं; इसलिए इसे ले जाकर बांध दो और इससे दूर रहो ।
6 Fakat aralarından büyük bir bölümü Samuel’in sözlerine inanmadı; bu yüzden onu taşları ve okları ile vuramadıklarını gördüklerinde, komutanlarına bağırarak: “Bu herifi tutup bağlayın; çünkü işte onda şeytan var ve içindeki şeytanın gücünden dolayı ona taşlarımız ve oklarımızla vuramıyoruz; bu yüzden onu tutup bağlayın ve alıp götürün!” dediler.
(यिर्मयाह 50:14, 29, बुल्के बाइबिल) ज़ाहिर-सी बात है कि तीर को निशाने पर मारने के लिए, कसकर बंधी कमान की डोरी को खींचने में काफी ताकत और मेहनत लगती थी!
Mukaddes Kitap devirlerinde yaylar bazen bakırla kaplanırdı ve bir askerin ‘yayı germesi’ için belki de yayı ayağıyla tutup çekmesi gerekirdi (Yeremya 50:14, 29).
जो नफाई समूएल में विश्वास करते हैं उनका नफी द्वारा बपतिस्मा होता है—समूएल अपश्चातापी नफाइयों के तीरों और पत्थरों द्वारा मारा नहीं जा सका—कुछ लोग अपना हृदय कठोर कर लेते हैं, और अन्य स्वर्गदूतों को देखते हैं—अविश्वासी कहते हैं कि मसीह और यरूशलेम में विश्वास करना उचित नहीं है ।
Samuel’e inanan Nefililer, Nefi tarafından vaftiz edilir—Samuel tövbe etmeyen Nefililer’in attığı oklar ve taşlar ile öldürülemez—Bazıları yüreklerini katılaştırırken başkaları melekler görür—İnanmayanlar, Mesih’e ve O’nun Yeruşalem’e geleceğine inanmanın mantığa uygun olmadığını söylerler.
आइए सत्य के तीर उठाएँ और जोश के साथ उन्हें बारंबार मारते जाएँ—जी हाँ, जब तक कि यहोवा न कहे कि उनके साथ हमारा काम पूरा हुआ।
Hakikatin oklarını alalım ve onlarla tekrar tekrar, evet Yehova onlarla yaptığımız işin tamamlandığını söyleyinceye dek, gayretle vuralım.
उन्हों ने अपनी जीभ को तलवार की नाईं तेज़ किया है, और अपने कड़वे वचनों के तीरों को चढ़ाया है; ताकि छिपकर खरे मनुष्य को मारें।”
Onlar dillerini kılıç gibi bilemiş, acı sözlerini ok gibi hedefe yöneltmişler, pusularından masum insanın üzerine atmak için. Ansızın vururlar, hiç çekinmeden.”
जैसे, मिकमाश में इकट्ठी हुई पलिश्तियों की सेना को देखकर गिलगाल में इस्राएली डर के मारे काँपने लगे क्योंकि उनकी गिनती ‘समुद्र के तीर के बालू के किनकों के समान बहुत’ थी।
Gilgal’da bulunan İsraillilerin, Mikmaş’ta toplanmış “çoklukça deniz kenarındaki kum gibi” olan Filisti ordusu nedeniyle huzurları kaçtı. (I.
2 परन्तु ऐसे भी कई लोग थे जिन्होंने समूएल की बातों पर विश्वास नहीं किया जो उससे क्रोधित हुए; और उन्होंने दीवार के ऊपर उस पर पत्थरवाह किया, और जब वह दीवार पर खड़ा था तब कई लोगों ने उस पर तीर फेंके; परन्तु प्रभु की आत्मा उसके साथ थी, इतना अधिक कि वे उसे न तो पत्थरों से मार सके और न ही तीरों से ।
2 Fakat Samuel’in sözlerine inanmayanların hepsi ona kızdılar; ve surların üzerindeyken onu taşladılar ve surların üzerinde dururken çok kişi ona ok attı, ama Rab’bin Ruhu onunla beraber olduğundan taşları ve okları ile onu vuramadılar.
वे उनकी तरह हैं जिनके बारे में भजनहार दाऊद ने कहा कि “उन्हों ने अपनी जीभ को तलवार की नाईं तेज़ किया है, और अपने कड़वे वचनों के तीरों को चढ़ाया है; ताकि छिपकर खरे मनुष्य को मारें।”—भजन ६४:२-४.
Onlar mezmur yazarı Davud tarafından tarif edilen kişilere benzerler: “Onlar ki, dillerini kılıç gibi bilemiş, ve oklarını, acı sözler olarak kurmuşlar; ta ki, gizli yerlerde kâmil adama atsınlar.”—Mezmur 64:2-4.
अगर एक सैनिक के पास इन तीरों से बचने के लिए बड़ी ढाल न होती, तो वह बहुत बुरी तरह ज़ख्मी हो सकता था या मारा भी जा सकता था।
Bir askerin kendini böyle oklardan koruyacağı büyük bir kalkanı yoksa ciddi şekilde yaralanabilir hatta ölebilirdi.
यीशु के जन्म से ही, शैतान उसे मार डालने की कोशिश करता है, मगर वह नाकाम रहता है क्योंकि यीशु को यहोवा अपने तर्कश में एक तीर की तरह गुप्त रखता है।
Şeytan, İsa’nın doğduğu andan itibaren canını almaya çalıştıysa da, o Yehova’nın “ok kılıfında” saklanan bir ok gibi korundu.
नवजात इब्रानी लड़कों को मार डालने के राजा के हुक़्म से नहीं डरते हुए, उन्होंने मूसा को छिपाया और फिर उसे नील नदी के तीर पर कांसों के बीच एक टोकरी में डाल दिया।
Kralın, yeni doğan İbrani erkek çocuklarının öldürülmesine ilişkin buyruğundan korkmadan Musa’yı gizlediler ve onu bir sepete koyup Nil nehri kenarındaki sazlıkların içine bıraktılar.
(यशायाह 13:6) इसलिए धातु से बने अपने धनुषों से वे न सिर्फ तीर चलाते हैं, बल्कि दुश्मन के सैनिकों पर वार करके उन्हें कुचल डालते हैं। बाबुल की माताओं के लाल उनके हाथों मारे जाएँगे। वे बाबुल पर जीत पाने की ठान चुके हैं।
(İşaya 13:6) Bu nedenle, sadece yaylarıyla fırlatmak için değil, Babilli anaların doğurduğu düşmanlarını vurup parçalamak için de kullandıkları madeni oklarla Babil’i almaya kararlıdırlar.

Hintçe öğrenelim

Artık तीर मारना'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.

Hintçe hakkında bilginiz var mı

Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.