Hintçe içindeki मिल-जुल कर ne anlama geliyor?

Hintçe'deki मिल-जुल कर kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte मिल-जुल कर'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Hintçe içindeki मिल-जुल कर kelimesi sakin, bir arada, biraraya, birarada, birlikte, beraber, aynı anda, hep birden, üst üste, durmadan, sürekli, kesintisiz, düzenli, toplu, özdenetimli, beraber, birbirine yakın oluş anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

मिल-जुल कर kelimesinin anlamı

sakin

(together)

bir arada

(together)

biraraya, birarada, birlikte, beraber, aynı anda, hep birden, üst üste, durmadan, sürekli, kesintisiz, düzenli, toplu, özdenetimli

(together)

beraber

(together)

birbirine yakın oluş

(together)

Daha fazla örneğe bakın

मैं और एलेनी घर के दूसरे काम भी मिल-जुलकर करते थे ताकि हमारा घर साफ-सुथरा रहे।
Eleni ve ben diğer ev işlerinde de işbirliği yapardık, böylece evimiz temiz ve düzenli olurdu.
लोग, बहुत से लोग, मिल जुल कर रहते थे।
İnsanlar birbirleriyle iyi geçiniyordu ve birçoğunun arasında dostça bir ilişki vardı.
मज़बूत पासवर्ड अक्षरों, संख्याओं और प्रतीकों को आपस में मिला-जुला कर बनाए जाते हैं, जिससे उन्हें याद रखना और लिखना अक्सर मुश्किल होता है, खास तौर से छोटी स्क्रीन पर.
Güçlü şifreler; harf, rakam ve simgelerin bir karışımını içerdiğinden, hatırlamak ve özellikle küçük ekranlarda yazmak zordur.
एक ज़िला अधिवेशन को कामयाब बनाने के लिए सभी को मिल-जुलकर मेहनत करने की ज़रूरत होती है।
1 Bir bölge ibadetinin başarılı olması için birçok yönden çaba gereklidir.
बेथेल से मैंने सीखा कि मिल-जुलकर काम करना कितना ज़रूरी है।
Beytel bana işbirliği ruhuna sahip olmanın önemini öğretti.
(इब्रानियों 12:2,3) इसीलिए पौलुस ने प्रार्थना की: “समूचे धीरज और बढ़ावे का स्रोत परमेश्वर तुम्हें वरदान दे कि तुम लोग एक दूसरे के साथ यीशु मसीह के उदाहरण पर चलते हुए आपस में मिल जुल कर रहो।”
(İbraniler 12:1-3) Bu nedenle Pavlus şöyle dua etti: “İmdi Mesih İsaya göre birbirinizle ayni şeyi düşünmeği (aynı zihinsel tutumu) sabır ve teselli Allahı size ihsan etsin.”
(सभोपदेशक 12:13, 14) इसलिए आइए हम सभी, शरीर के अंगों की तरह, मिल-जुलकर काम करने की ठान लें।
(Vaiz 12:13, 14) O halde, insan vücudundaki organların birbirleriyle uyumlu çalıştığı gibi, biz de birlikte uyum içinde çalışmaya kararlı olalım.
इसके बजाय, उस कलीसिया में बढ़िया व्यवस्था होगी, उसके सदस्य मिल-जुलकर काम करेंगे और उनके बीच अच्छी बातचीत होगी।
Tam tersine teşkilatlanmış bir yapısı olacaktı ve cemaatteki bireyler birlikte çalışıp işbirliği yapacaklardı.
उम्र में छोटा होने पर भी मैंने बाइबल का अध्ययन किया और बाइबल स्टूडॆंट्स के साथ मिलना-जुलना शुरू कर दिया।
Küçük olmama rağmen, Mukaddes Kitap tetkikini ve Mukaddes Kitap Tetkikçileriyle ilişkimi sürdürdüm.
3 हम मसीही यह देखकर खुश हैं कि हम सभी अलग-अलग भाषाओं के होने के बावजूद मिल-जुलकर काम करते हैं।
3 İsa’nın takipçileri olarak birçok farklı dilden insanla işbirliği içinde olduğumuzdan minnettarız.
जब हमारे शहर में एक आतंकवादी हमला हुआ, तो मैं इतनी सहम गयी कि मैंने लोगों से मिलना-जुलना कम कर दिया।
Yaşadığım yerde meydana gelen bir terör saldırısından sonra kendi kabuğuma çekildim.
आप जानती है, आपने एक बार यह लिखा था, मुझे यह पंक्तियाँ बेहद पसंद है 'अगर किसी जादू से, औटिस्म को धरती अर से मिटाया जा सके, तो आदमी आज भी एक लकड़ी जला कर आग के सामने किसी गुफ़ा के सामने मिलना जुलना कर रहा होता
Şöyle bir şey yazmışsın, hoşuma gitti "Otizm dünyanın yüzeyinden bir sihir yapılıp yok edilseydi, insanlar hala mağaraların girişlerinde yaktıkları ateşle ısınıyor ve sosyalleşiyor olurlardı.
वह कई दिनों से देख रही थी कि वे कैसे मिल-जुलकर काम कर रहे हैं, इसलिए वह जानना चाहती थी कि वे कौन हैं।
Bu içten insanları günlerce izledikten sonra kim olduklarını öğrenmek için yanlarına gitti.
लेकिन एक-दूसरे के साथ मिल-जुलकर काम करने में ही दोनों की भलाई थी और अपनी सत्ता को बरकरार रखने के लिए उन्होंने ऐसा किया।
Fakat güçlü bir hükümet için işbirliği yapmak iki grubun da işine gelirdi.
19 जब आप झूठे धर्म को मानना छोड़ देंगे, तो शायद आपके कुछ रिश्तेदार और दोस्त आपसे नाराज़ हो जाएँ और आपसे मिलना-जुलना बंद कर दें।
19 Sahte dini bırakma kararınızın sonucunda bazıları sizinle ilişkisini kesebilir.
यह आदमी भाइयों से पैसे वसूल करने के लिए इस कदर अड़ा हुआ था कि उसने उनके साथ मिलना-जुलना शुरू कर दिया और यह जाना कि वे क्या मानते हैं।
Adam kardeşlerden yardım toplamakta o kadar ısrarlıydı ki, onlarla arkadaşlık edip bazı inançlarını öğrenmeye başladı.
मगर बिना कुछ सोचे-समझे उससे मिलना-जुलना शुरू करने के बजाय, पहले कुछ ऐसे ज़रूरी कदम उठाइए जिससे बाद में आप दोनों को दुःख न झेलने पड़ें।
Ancak hemen evliliğe yönelik bir arkadaşlık kurmaktansa, ikinizi de daha sonra yaşanabilecek büyük acılardan koruyacak bazı adımlar atmalısın.
क्योंकि हर हाल में हमें नियमित रूप से किचिन में समय बिताना पड़ता है, तो ज़ाहिर है कि परिवार में मिल-जुलकर कार्य करने की यह एक जगह है।
Ne olursa olsun, zaten mutfakta vakit geçirmek zorunda olduğumuza göre, burası ailece ortak etkinliklerde bulunmak için uygun bir yer gibi gözüküyor.
इस तरह उनके साथ उठना-बैठना और मिलना-जुलना बंद करने से उस व्यक्ति को पता चलता कि उसूलों पर चलनेवाले भाई उसके तौर-तरीकों को पसंद नहीं करते।
Kendisiyle sosyal buluşmalardan ve birlikte eğlenmekten vazgeçmeleri, ona, davranışlarının prensip sahibi insanların hoşuna gitmediğini gösterebilirdi.
दर्शन में इस बात पर खास ज़ोर दिया गया है कि दोनों समूह के लोग मिल-जुलकर काम करते हैं और याजकों का दल शुद्ध उपासना में अगुवाई करता है।
Bu görüntü bu iki grubun uyum içinde çalıştığına ve pak tapınmaya kâhinlerin önderlik ettiğine dikkat çeker.
(इफिसियों 4:25) “मसीह की देह” यानी आत्मिक इस्राएल के सदस्य “एक दूसरे के अंग हैं” इसलिए वे एक-दूसरे से सच बोलते हैं और मिल-जुलकर काम करते हैं।
(Efesoslular 4:25) Ruhi İsrail’in, başka sözlerle “Mesihin bedeninin” üyeleri ‘birbirlerinin azası’ olduklarından onların arasında gerçek bir iletişim ve tam bir işbirliği vardır.
23 यहोवा के लोग अलग-अलग संस्कृतियों से आए हैं, मगर फिर भी वे मिल-जुलकर सच्ची उपासना करते हैं।
23 Yehova’ya tapınan kişiler çok farklı ortamlarda yetişmiş oldukları halde hakiki tapınmada birleşiyorlar.
किए जा रहे फेरबदल का मतलब यह नहीं था कि जर्मन भाइयों के काम करने का तरीका गलत है, बल्कि यह कि अब से अलग-अलग शाखाओं का विश्व मुख्यालय के साथ और भी मिल-जुलकर काम करना ज़रूरी है। जब जर्मन भाइयों को यह बात अच्छी तरह समझ में आ गयी तो वह पूरे जोश के साथ मिल-जुलकर काम करने के लिए तैयार हो गए।
Alman kardeşler bu ayarlamaların kesinlikle işlerini eleştirmek için yapılmadığını ve merkez büro ile çeşitli bürolar arasında daha yakın bir işbirliği yapma vaktinin gelmiş olduğunu anlar anlamaz, coşkuyla harekete geçtiler.
“मेरे खयाल से सोशल नेटवर्क समय की बरबादी है। यह उनके लिए है जो लोगों से मिलने-जुलने में आलस करते हैं।
“Sosyal paylaşım sitelerinde harcanan zaman bence çöpe gidiyor, bu siteler sosyal yaşamlarına gereken özeni göstermeyen tembel insanlar için.
शायद किसी प्रकाशन में इस बात पर ज़ोर दिया गया हो कि कामयाब शादी-शुदा ज़िंदगी में पति-पत्नी को एक-दूसरे का अच्छा साथ देने और मिल-जुलकर काम करने की ज़रूरत है।
Örneğin bir yayında, evlilikte uygun bir eşin ve iki kişinin birbiriyle uyum içinde çaba harcamasının önemi vurgulanıyor olabilir.

Hintçe öğrenelim

Artık मिल-जुल कर'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.

Hintçe hakkında bilginiz var mı

Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.